Sevgili olmayan okurlarım size şimdide ailemizin kanserle tanışma hikayesini anlatmaya karar verdim. O zaman lise ikideydim. Şubat tatilinde İstanbul'a annemin yanına gitmiştim. Annem görmeyeli fazlaca kilo kaybetmişti. Pek yemek yemiyordu ki kendisi fazlaca iştahlıdır. Bir kasa kirazı tek başına yediğini bilirim. Neyse, işiyle ilgili bir sunumu vardı ve inanılmaz heyecanlı ve stresli bir dönemdeydi. Sunum günü beraber Taksime gittik. Ben arkadaşımla buluştum o da sunumunu yaptı eve döndük. Akşam tansiyonu düştü, teyzemler hastaneye götürdüler annemi ve hiçbir sıkıntısı olamadığını söyleyip serum verip eve yolladılar. Benim tatilim bitti bu sırada ve ben de babamın yanına döndüm. Ben döndükten bir iki gün sonra annem hastaneye gitti ve kalp zarında sıvı birikmesinden acilde yatışını yaptılar. 7 litre sıvı birikmiş. Sıvıyı aldılar. Bir pazar akşamı haberim oldu bunlardan benim. Tabii duyunca dünyam yıkıldı odamda bir başıma oturdum ve şoku atlatmaya çalıştım. Sonra babamın yanına gittim hiç bahsetmedim ama anladı tabii bir gariplik olduğunu babam ve sordu. O sorunca bende başladım ağlamaya. Neyse annem hastanede bir hafta on gün yattı. Hiçbirimiz ne olduğunu neden tuttuklarını bilmiyoruz. Yani en azından ben öyle zannediyordum. Bir gün teyzemi aradım annemi sormak için teyzemde dedi ki pet-bt testi yapcaklar annene. Ne testi diye sordum. Bilmiyorum, önemli bir şey değil diye geçiştirdi. İnternetten baktığımda bir tür kanser taraması gibi bir şey olduğunu öğrendim. Vücuda şekerli sıvı veriyorlar ve kanserli doku olup olmadığına bakıyorlar. İçime bir kurt düştü. Arkadaşlarıma söylüyorum, yoktur öyle bir şey diyorlar. Aradan bir veya iki gün geçtükten sonra annem aradı. Hiç unutmuyorum mutfaktaki camın önündeyim annemle telefonda konuşuyoruz.''Ben kanserim'' dedi. İnsan sindiremiyor. İlk sprduğum şey ölecek misin oldu. Annem de ''Hayır, iyileşeceğim'' dedi.Lenfomaymış kanserinin adı. Babama anlattım. Etrafımdaki herkes şok içerisinde, kimsenin aklına gelecek bir şey değil. Annem bir iki kür kortizon aldıktan sonra kemoterapiye başladı. O kortizon alırken ben de İstanbul'a yanına gittim bir iki günlüğüne. Hastaydım, grip gibi bir şeydim. Annemin odasına gittim, ona sarılmak için eğildim o beni itti ve dedi ki ''Hastasın sarılma.'' İçime bir şey oturdu. O da haklı aslında bünyesi zayıf, hastalanırsa her şey daha kötü olur ama üzüldüm işte. Odada çok kısa kaldım zaten. Teyzem de vardı yanımızda. Sonra herkes ağlamaya başladı ve gittim eve. Annem Mayısın başı gibi kemoya başladı. Saçlarını kestirdi. Her gün konuşuyoruz. Facebook massengerdan mesajlaşıyoruz. Kemosu bitsin eve çıkacak. Kemoterapisi bitti. Fakat nezle gibi bir şey olduğu için hemen o gün hastaneden çıkarmamışlar. Ertesi gün çıkarsın demişler. Annem o gün beyin kanaması geçirdi. Hasta bakıcı fark etmiş. Doktor gelip bakmış bilinici tamamen kapalı ve yapılabilecek hiçbir şey olmadığını söylemiş. Hastaneden tayzemleri arayıp annemi kaybettiklerini söylemişler.Annemi yataktan kaldırırken annem eliyle itince hasta bakıcıyı ameliyata almaya karar vermişler. Ameliyattan sonra yoğum bakımda bilinci yerine geldi. Nasılsın? sorusuna eliyle şöyle böyle cevabı verebiliyordu fakat yoğun bakımdaki birinci haftasının sonunda ikinci ve bundan kat be kat daha büyük bir beyin kanamsı daha geçirdi.

Yorumlar

Popüler Yayınlar